RAMAZAN AYI VE ORUC HAKKINDA KIRK
HADİS
"Ey iman edenler, sizden öncekilere
yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı).
Umulur ki sakınırsınız."
[1]
1-
Rahmet, Mağfiret ve Bereket Ayı
Emir'ul-Muminin
Ali (a.s) buyurmuştur ki: " Resulullah (sallallahu
aleyhi ve âlihi ve sellem) bir gün bize hitaben şöyle
buyurdular: "Ey insanlar! Allah'ın ayı (Ramazan) bereket,
rahmet ve mağfiretle size ulaşmaktadır. Bu ay Allah
katında ayların en üstünü, gündüzleri gündüzlerin en
değerlisi, geceleri gecelerin en faziletlisi, saatleri
de saatlerin en kıymetlisidir. Bu ayda sizler Allah'ın
ziyafetine davet olunmuş ve Allah'ın ikramına layık
kimselerden kılınmışsınız. Bu ayda nefesleriniz. tesbih
ve uykunuz ibadet sayılır; amelleriniz kabul, dualarınız
da müstecab olur. Öyleyse sadık bir niyet ve temiz bir
kalple Allah'tan dileyin ki, sizi bu ayın orucunu
tutmaya ve Allah'ın kitabını tilavet etmeye muvaffak
kılsın.Bu büyük ayda kim Allah'ın mağfiretinden mahrum
kalırsa, gerçekten de bedbahttır. Bu ayda tahammül
ettiğiniz açlık ve susuzluğunuzla kıyamet gününün açlık
ve susuzluğunu hatırlayın. Fakir ve biçarelere sadaka
verin; büyüklerinize saygı gösterin; dillerinizi (haram
olan şeylerden) koruyun; gözlerinizi helal olmayan
şeylere kapatın ve dinlenilmesi helal olmayan şeylere
kulaklarınızı tıkayın.Başkalarının yetimlerine şefkatli
davranın ki, onlar da sizin yetimlerinize şefkatli
davransınlar. Günahlarınızdan tövbe edip Allah'a yönelin.
Namaz vakitlerinde ellerinizi O'na doğru kaldırarak
duada bulunun; çünkü namaz vakitleri saatlerin en
üstünüdür. Allah-u Teala bu vakitlerde kullarına
rahmetiyle bakar; niyazda bulunurlarsa icabet eder;
çağırırlarsa "lebbeyk " der; dua ederlerse kabul eder.Ey
insanlar! Doğrusu ruhlarınız, amellerinizin elinde
rehine durumundadır; öyleyse yüce Allah'tan âf ve
bağışlanma isteyerek ruhlarınızı hürriyete kavuşturun.
Sırtlarınız günahlarla ağırlaşmış, secdelerinizi
uzatarak bu ağır yükü hafifletin. Yine biliniz ki, yüce
Allah kıyamet gününde insanların âlemlerin Rabbi
karşısında dikilip kaldıkları gün, namaz kılanlara,
secde edenlere, azap etmeyeceğine ve cehennem ateşiyle
de korkutmayacağına dair izzeti ve yüceliği hakkı için
yemin etmiştir.Ey insanlar! Sizlerden kim bu ayda oruç
tutan bir mümine iftar verirse, bu ameliyle Allah
katında bir köleyi azat etmenin sevabını alır ve geçmiş
günahları bağışlanır." "Ya Resulellah! Hepimizin buna
gücümüz yetmiyor " denildiğinde şöyle buyurdu: "Bir
hurmanın yarısıyla olsa bile kendinizi cehennemin
ateşinden korumaya çalışın; bir içim suyla olsa bile
kendinizi ateşten kurtarmaya çalışın.Ey insanlar! Sizden
her kim bu ayda ahlakını güzelleştirirse, ayakların
sırattan kaydığı gün, bu ona sırattan geçme izni olur.
Kim bu ayda elinin altında olan köle (veya
hizmetçi)'sinin işini hafifletip kolaylaştırırsa, Allah
da onun hesabını hafifletip kolaylaştırır. Kim bu ayda
şer ve kötülüklerinin önünü alırsa, Allah da kıyamet
günü (ona karşı) gazabının önünü alır. Kim bu ayda bir
yetime ikramda bulunursa, Allah'ı mülakat edeceği gün
Allah da ona ikramda bulunur.Kim bu ayda sıla-i rahimde
bulunursa (yakınlarına ve akrabalarına ihsan ederse),
kıyamet günü Allah-u Teâlâ ona rahmetle bağışlamada
bulunur. Kim bu ayda yakınlarıyla ilişkisini keserse,
Allah-u Teâlâ da onula kıyamet günü rahmetinin
ilişkisini keser. Kim bu ayda müstahap namazlarını
kılarsa, Allah-u Teâlâ da onu cehennem ateşinden korur.
Kim bu ayda farz namazlardan birini eda ederse, ona
Ramazan ayı dışında kılınan yetmiş farz namaz sevabı
verilir. Kim bana çok salâvat gönderirse, amel
terazilerinin hafif olduğu kıyamet günü, Allah-u Teâlâ
onun amel terazisini ağırlaştırır. Kim bu ayda Kur'ân-ı
Kerim'den bir ayet okursa, diğer aylarda Kur'an'ı
hatmeden kimseye verildiği kadar sevap ona verilir.Ey
insanlar! Bu ayda cennetin kapıları açıktır; Rabbinizden
dileyin ki, o kapıları yüzünüze kapatmasın. Cehennemin
kapıları da kapalıdır; Rabbinizden dileyin ki, o
kapıları yüzünüze açmasın. Şeytanlara da lâle (demir
halka) vurulmuştur; Rabbinizden dileyin ki, onları size
musallat etmesin."Emir'ul-Muminin Hz. Ali (a.s) diyor ki:
"Ben; ya Resulellah! Bu ayda amellerin en iyisi
hangisidir? " diye sorduğumda, Resulullah (s.a.a); "Ya
Ebe'l-Hasan! Bu ayda amellerin en iyisi, Allah'ın haram
ettiği şeylerden kaçınmaktır " diye buyurdu ve ağlamaya
başladı. Ya Resulellah! Niçin ağlıyorsun? diye
sorduğumda ise şöyle buyurdu: "Ya Ali! Bu ayda sana
karşı yapmayı helal bildikleri şey için ağlıyorum; zira
Rabbine namaz kıldığın anda geçmişlerin ve geleceklerin
en kötüsü ve Semud kavminin devesini yaralayanın kardeşi
sana taraf gelip kılıçla seni vurarak sakalını kana
boyadığını görür gibiyim."Ben; "Ya Resulellah! Bu
dinimin salim kalması yolunda mıdır mıdır? "
diye
sorunca Resulullah (s.a.a); "Evet, bu, dininin salim
kalmasındadır " cevabını vererek şöyle buyurdular: "Ya
Ali! Kim seni öldürürse, beni öldürmüştür; kim sana buğz
ederse, bana buğz etmiştir; kim sana küfrederse, bana
küfretmiştir; çünkü sen gerçekten de kendi nefsim gibi
bendensin; ruhun benim ruhumdur; ahlakın benim
ahlakımdır. Doğrusu Allah Tebarek ve Teala beni ve seni
bir (anda) yarattı; beni ve seni seçti; beni nübüvvete,
seni de imamete seçti. Kim senin imametini inkâr ederse,
benim nübüvvetimi inkâr etmiş olur.Ya Ali! Sen benim
vasim, çocuklarımın (Hasan ve Hüseyin'in) babası, kızım
Fatıma'nın kocasısın; hayatımda ve ölümümden sonra
ümmetime halifemsin. Beni nübüvvetle gönderene ve
yaratılmışların en üstünü kılana and olsun ki, hiç
şüphesiz sen, Allah'ın yaratıkları üzerine hücceti,
sırrının emini ve kulları üzerine halifesisin."[2]
2-
Resulullah'ın Ayı
Resulullah
(s.a.a) buyurmuştur ki: "Şa'ban ayı benim ayımdır;
Ramazan ayı da Allah Azze ve Celle'nin ayıdır. Kim benim
ayımdan bir gün oruç tutarsa, kıyamet günü ben onun
şefaatçisi olurum. Kim benim ayımdan iki gün oruç
tutarsa, (bütün) geçmiş günahları affolunur. Kim benim
ayımdan üç gün oruç tutarsa, ona; "Amelini yeniden başla
" (yeni teklife erişmiş birisi gibi tertemiz olmuşsun)
denilir. Kim Ramazan ayının orucunu tutar da belini,
dilini korur ve halka eziyet etmezse, Allah-u Teâla onun
geçmiş ve sonraki günahlarını bağışlar, onu ateşten azat
eyler ve Dâr'ul-karar'da (cennette) ona yer verir."[3]
3- İslam'ın
Temelleri
İmam
Bakır (a.s) buyurmuştur ki: "İslam beş temel
üzerine kurulmuştur: Namaz, zekat, hac, oruç ve velayet."[4]
4- Oruç
Tutmanın Felsefesi
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Allah-u Teâla orucu, zengin
ile fakirin eşit olması için farz kılmıştır. Çünkü
(normal durumlarda) zengin adam açlığı hiçbir zaman
tatmıyor ki (fakirlerin ne çektiğini anlasın da)
fakirlere acısın. Zira o her istediği şeyi rahatça ele
getirebiliyor. Allah Azze ve Celle, zenginin fakire
acıması ve aç olana merhamet etmesi için, kullarını (Ramazan
ayında oruç vesilesiyle) eşit bir seviyeye getirmek ve
zengine açlık ve acının zorluğunu tattırmak istemiştir."[5]
5- İhlâs
Mihengi
Emir'ul-Muminin
Ali (a.s) buyurmuştur ki: "Allah-u Teâla orucu,
halkın ihlâsını imtihan etmek için farz kıldı."[6]
6- Oruç
Tutmanın Sebebi
İmam Rıza (a.s)
buyurmuştur ki: "İnsanlar, açlık ve susuzluğun
acısını anlamaları ve bu vesileyle de ahiretin
fakirliğini idrak etmeleri için oruç tutmaya emr
olunmuşlardır."[7]
7- Bedenin
Zekâtı
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Her şeyin bir zekâtı vardır;
bedenin zekâtı da oruçtur."[8]
8- Cehennem
Ateşinin Siperi
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Oruç, cehennem ateşine karşı bir
siperdir."[9]
9- Sıcak
Günlerde Oruç
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Sıcak günlerde oruç tutmak
cihattır."[10]
10- En
Yararlı Oruç
Emir-ül Muminin
Ali (a.s) buyurmuştur ki: "Nefsin dünya zevklerine
karşı oruçlu olması, orucun en yararlısıdır."[11]
11- Orucun
İzahı
Emir-ül Muminin
Ali (a.s) buyurmuştur ki: "Oruç; insanın yiyecek ve
içeceklerden kaçındığı gibi haramlardan da kaçınmasıdır."[12]
12-
Kalbin Orucu
Emir-ül Muminin
Ali (a.s) buyurmuştur ki: "Kalbin orucu, dilin
orucundan daha iyidir; dilin orucu da karnın orucundan
daha iyidir."[13]
13- Bütün
Organların Oruç Tutması
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Oruç tuttuğunda kulağın,
gözün, saçın ve cildin de oruç tutmalıdır (haramlardan
kaçınmalıdır)."[14]
14- Değersiz
Oruç
Fatımat'üz- Zehra
(a.s) buyurmuştur ki: "Oruç tutan kimse, dilini,
kulağını, gözünü ve (diğer) uzuvlarını korumuyorsa, bu
orucu ne yapacaktır? "[15]
15-
Oruçları Oruç Olmayanlar
İmam Bakır (a.s)
buyurmuştur ki: "(Allah tarafından tayin edilen)
İmama isyan eden kimsenin orucu, oruç değildir. Firar
eden kölenin, geri dönmedikçe orucu oruç değildir.
Kocasına itaatsizlik eden kadının, tövbe etmedikçe orucu
oruç değildir. Ana-babasına karşı gelen evladın, onlara
itaat edip iyi davranmadıkça tuttuğu oruç, oruç değildir."[16]
16- Nice Oruç
Tutan Kimseler Vardır ki…
Emir'ul-Müminin
Ali (a.s) buyurmuştur ki: "Nice oruç tutan kimseler
vardır ki oruçlarından, açlık ve susuzluktan başka bir
şey elde etmezler. Nice (geceleri ibadet etmek için)
kıyam eden kimseler vardır ki kıyamlarından, uykusuzluk
ve zahmetten başka bir nasipleri olmaz."
[17]
17- Kur'ân'ın
Baharı
İmam Bakır (a.s)
buyurmuştur ki: "Her şeyin bir baharı vardır;
Kur'ân'ın baharı da Ramazan ayıdır."[18]
18- Kıyamet
Günü Doyacak Olan Kimseler
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Ne mutlu Allah için açlık ve
susuzluğa dayanan kimselere; işte onlardır kıyamet günü
doyacak olan kimseler."[19]
19- Sıcak
Günde Allah İçin Oruç Tutmak
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Kim çok sıcak bir günde
Allah için oruç tutar ve susarsa, Allah-u Teala, bir
meleği ona vekil kılar; iftar edinceye dek onun yüzüne
el sürerek onu müjdelerler."[20]
20- Oruç
Tutanın İki Sevinci
İmam
Cafer Sadık (a.s) buyurmuştur ki: "Oruç tutan kimse
için iki sevinç vardır; biri iftar vaktinde, diğeri ise
Rabbine kavuştuğu zaman."[21]
21-
Oruç Tutanların Cennete Girecekleri Kapı
Resulullah
(s.a.a) buyurmuştur ki: "Cennetin ‘Rayyan' isminde
bir kapısı vardır; o kapıdan ancak oruç tutan kimseler
girerler."[22]
22- Duanın
İcabete Eriştiği Vakit
İmam Musa Kazım
(a.s) buyurmuştur ki: "Oruç tutan kimsenin iftar
vaktinde duası icabete erişir."[23]
23- Müminin
Baharı
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Kış müminin baharıdır; uzun
gecelerinden ibadet etmek için, kısa gündüzlerinden de
oruç tutmak için faydalanır."[24]
24- Bir
İyiliğe Karşılık On Kat Sevap Verilmesi
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Kim bir iyilik yaparsa,
kendisine bunun on katı verilir " (ayetinin mefhumuna
göre,) her aydan üç gün oruç tutmak da bu kabildendir."
(Yani her aydan üç gün oruç tutan kimse, o ayın tamamını
oruç tutmuş sayılır.)[25]
25- Oruçlu
Olduğu Halde Cariyesine Söven
İmam Bakır (a.s)
buyurmuştur ki: "Resulullah (s.a.a) bir kadının,
oruçlu olduğu halde cariyesine sövdüğünü duyunca, yemek
isteyip o kadına; ‘Ye' buyurdu. Kadın; ‘Ya Resulellah!
Ben oruçluyum' dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.a)
buyurdular ki: "Cariyene sövdüğün halde nasıl oruçlu
olabilirsin? Oruç (sadece) yemek ve içmekten kaçınmak
değildir; yemek ve içmekten kaçınmanın yanı sıra kötü
işler ve çirkin sözlerden de korunmak gerekir. Hakiki
oruç tutanlar ne kadar da azdır; boş yere aç kalanlar
ise ne kadar da çoktur."[26]
26- İftar
Vermenin Sevabı
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Kim oruçlu bir kimseye iftar
verirse, kendisine onun sevabı kadar sevap verilir."[27]
27- Bedenin
ve Nefsin Orucu
Emir'ul-Müminin
Ali (a.s) buyurmuştur ki: "Bedenin orucu, azaptan
korkarak, sevap ve mükâfata rağbet ederek irade ve
ihtiyarla yiyeceklerden perhiz etmektir. Nefsin orucu
ise beş duyu organını bütün günahlardan korumak ve
kalpte şer (kötülük) sebeplerinden hiçbirinin
bulunmamasıdır."[28]
28- Ramazanda
Orucunu Yiyenin Durumu
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Kim Ramazan ayından bir
günün orucunu (özürlü olmaksızın) yerse, imanın ruhu (hakikati)
ondan ayrılır."[29]
29- Orucun
Sıhhate Sebep Olması
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Oruç tutun ki, sağlıklı olasınız."[30]
30- İki
Sağlıktan Biri
Hz. Ali (a.s)
buyurmuştur ki: "Oruç iki sağlıktan biridir."
[31]
31-
Ramazan'da Göğün Kapılarının Açılması
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Göğün kapıları, Ramazan ayının ilk
gecesinde açılır ve son gecesine kadar da kapanmaz."[32]
32- Eğer Kul
Bir Bilseydi!
Resulullah (s.a.a)
buyurmuştur ki: "Eğer kul, Ramazan ayında ne
olduğunu bilseydi, yılın hepsinin Ramazan olmasını
isterdi mutlaka."[33]
33- Ramazan
Ayında Bir Ayet Okumanın Sevabı
İmam Rıza (a.s)
buyurmuştur ki: "Ramazan ayında Allah'ın kitabından
bir ayet okuyan, diğer aylarda Kur'ân'ı hatmeden kimse
gibidir."[34]
34- Kadir
Gecesinde Yapılan Amelin Sevabı
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Kadir gecesinde yapılan
hayır amel, kadir gecesi olmayan bin ayda yapılan hayır
amelden daha üstündür."[35]
35- Orucun
Kamil Olması
İmam Cafer Sadık
(a.s) buyurmuştur ki: "Orucun tamam ve kâmil olması,
fıtra zekâtını vermeğe bağlıdır; nitekim namazın kâmil
olması da Peygamber'e salâvat getirmeğe bağlıdır."[36]
36- Fıtır
Bayramının Ödüller Günü Olması
İmam Bakır (a.s)
buyurmuştur ki: "Şavval ayının ilk günü (yani fıtır
bayramı) olduğunda bir münadi şöyle nida eder: "Ey
müminler! Sabah erken ödüllerinizi almaya koşun." İmam (a.s)
daha sonra buyurdular ki: "Ya Cabir! Allah'ın ödülleri,
padişahların ödülleri gibi değildir." Ve şöyle devam
etti: "Evet, fıtır bayramı, ödüller günüdür."[37]
37-
Eyyam'ul-Biyz'de Oruç Tutmak
"Her aydan
Eyyam'ul-Biz'de (Beyaz günler, yani her ayın 13, 14 ve
15. günlerinde) oruç tutmak, dereceleri yüceltir ve
sevapları büyütür."
[38]
38- Selman'ın
Bütün Günleri Oruç Tutması
İmam Sadık (a.s)
buyurmuştur ki: Bir gün Resulullah (s.a.a) ashabına
buyurdular ki: "Hanginiz bütün günleri oruç tutuyorsunuz?
"Selman: "Ben ya Resulellah!" dedi.Resulullah (s.a.a): "Hanginiz
(her zaman için) geceyi ibadetle geçiriyorsunuz? " diye
buyurdular.Selman: "Ben ya Resulellah " dedi.Yine
Resulullah (s.a.a): "Hanginiz Kur'an'ı her gün
hatmediyorsunuz? " diye sordular.Selman: "Ben ya
Resulellah " dedi.Ashaptan birisi bu durumdan rahatsız
olup şöyle dedi: "Ya Resulellah! Selman Fars ırkından
olan birisidir, biz Kureyş cemaatine iftihar etmek
istiyor. Siz; "Hanginiz bütün günleri oruç tutuyorsunuz?
" diye buyurdunuz, Selman ben dedi; oysaki o çoğu günler
yemek yiyor. Siz; "Hanginiz geceyi ibadetle
geçiriyorsunuz? buyurdunuz, Selman ben dedi; oysaki o
çoğu geceleri yatıyor. Siz; "Hanginiz her gün Kur'ân'ı
hatmediyorsunuz? " buyurdunuz, Selman yine ben dedi;
oysa o, günlerin çoğunu susmakla geçiriyor."Resulullah (s.a.a)
onun bu sözü üzerine şöyle buyurdular: "Vazgeç (sus) ey
filanı, ben size Hekim Lokman gibiyim (her sözümün bir
hikmeti vardır). Onun kendisinden sorsan seni aydınlatır."
Derken o adam Selman'a şöyle dedi: "Ya Eba Abdullah!
(Hz. Selman'ın künyesi) Sen bütün günleri oruçlu
geçirdiğini mi sanıyorsun? "Selman: "Evet " dedi.O adam:
"Ben senin çoğu günler yemek yediğini görüyorum "
dedi.Selman cevabında şöyle dedi: "Sandığın şekilde
değildir, ben her ay üç gün oruç tutuyorum, Allah-u
Teala buyurmuştur ki: "Kim bir iyilikle gelirse,
yaptığının on misli mükâfat verilecektir." (En'am/160)
Ben Şaban ayını Ramazan ayına muttasıl ediyorum. İşte bu
sevm'ud-dehr (bütün günlerin orucu)'in manasınadır.Daha
sonra o adam şöyle dedi: "Sen bütün geceyi ibadetle
geçirdiğini mi sanıyorsun? "Selman: "Evet " dedi.O adam:
"Sen gecenin çoğunu uyuyorsun."Selman cevaben şöyle dedi:
"Senin düşündüğün gibi değildir. Fakat ben habibim
Resulullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu duydum: "Kim
abdestli uyuyorsa, bütün geceyi ibadetle geçirmiş
gibidir." Binaen aleyh ben daima abdestli uyuyorum."
[39]Sonra
o adam: "Sen her gün Kur'an'ı hatmettiğini mi sanıyorsun?
" dedi.Selman: "Evet " dedi.O adam: "Oysa sen günlerin
çoğu vakitlerinde susuyorsun "Selman cevaben şöyle dedi:
"Senin sandığın gibi değildir. Ama ben habibim
Resulullah (s.a.a)'den Hz. Ali'ye şöyle buyurduklarını
duydum: "Ya Ebe'l Hasan! (Hz. Ali'nin künyesi) Senin
meselin ümmetim arasında "Kulhu vellahu ehad " (İhlâs
suresi) gibidir. Kim onu bir defa okursa, Kur'an'ın üçte
birini okumuştur; kim onu iki defa okursa, Kur'an'nın
üçte ikisini okumuştur; kim onu üç defa okursa, Kur'an'ı
hatmetmiş gibidir." Daha sonra Resulullah (s.a.a) şöyle
buyurdular: "Ya Ali! Kim seni diliyle severse, imanın
üçte biri kâmil olur. Kim seni dili ve kalbiyle sever
eliyle de yardımda bulunursa, imanı kâmil olur."
Resulullah (s.a.a) daha sonra sözlerinin devamında şöyle
buyurdular: "Ya Ali! Beni hak olarak meb'us kılan (peygamber
seçen) Allah'a ant olsun ki, eğer yeryüzünün ehli seni
gökyüzünün ehli gibi sevseydi, kesinlikle hiçbir kimse
cehennem ateşiyle azap edilmezdi." Daha sonra cenabı
Selman sözünden netice alarak şöyle dedi: "Ben her gün "Kulhu
vellahu ehad " (İhlâs) suresini üç defa okuyorum." Bu
esnada o adam ağzı taşla kapatılmışçasına ayağa kalktı
(ve çekip gitti).[40]
39- Her Ayda
Üç Gün Oruç Tutmanın Sünnet Oluşu
İmam Rıza (a.s)
buyurmuştur ki: "Her ay üç gün oruç tutmak
müstahaptır; her on günden birini; ilk on günde Perşembe,
ikinci on günde Çarşamba, son on günde de yine Perşembe
günü."[41]
40-
Fakirlerin Baharı
İmam Sadık (a.s)
buyurmuştur ki: "Ramazan ayı Allah'ın ayıdır; (öyleyse)
o ayda "Lâ ilâhe illâllah ", "Allah-u
Ekber ", "el-hamdulillah " ve
"Subhanellah " zikirlerini çok söyleyin;
Ramazan ayı fakirlerin baharıdır."[42]
__________________________
[1]
- Bakara/183
[2]
- Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, c. 1, s. 230; Ravzat'ul-Muttakin,
c. 3, s. 277; Seyyid b. Tavus'un Sahih-i İkbal'i, s. 1;
Şeyh Behai, Erbain, s. 84; Bihar'ul-Envar, c. 96, s.
356.
[3]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 356.
[4]
- El-kâfî c. 4, s. 62, h. 1.
[5]
- Men la Yahzurh'ul-Fakih, c. 2, s. 49, h. 1.
[6]
- Nehc'ül-Belaga, hikmet: 252.
[7]
- Vesail'uş- Şia, c. 4, s. 4, h. 5.
[8]
- El-Kafi, c. 4, s. 62, h. 2.
[9]
- El-Kafi, c. 4, s. 162.
[10]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 257.
[11]
- Gurer'ul-Hikem, c. 1, s. 416, h. 64.
[12]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 294.
[13]
- Gurer'ul-Hikem, c. 1, 417, h. 80.
[14]
- El-Kafi, c. 4, s. 87, h. 1.
[15]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 295.
[16]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 295.
[17]
- Nehc'ul-Belaga, hikmet: 145.
[18]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 386.
[19]
- Vesail'uş- Şia, c. 7, s. 299, h. 2.
[20]
- Kâfî, c. 4, s. 64, h. 8; Bihar, c. 96, s. 247.
[21]
- Vesail'uş- Şia, c. 7, s. 290, h. 6; Bihar, c. 96, s.
251.
[22]
- Vesail'uş- Şia, c. 7, s. 295, h. 31; Bihar, c. 96, s.
252.
[23]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 225.
[24]
- Vesail'uş- Şia, c. 7, s. 302, h. 3; Bihar, c. 96, s.
249.
[25]
- Vesail'uş- Şia, c. 7, s. 313.
[26]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 293.
[27]
- Kâfî, c. 4. S. 68, h. 1.
[28]
- Mizan'ul-Hikmet, c. 5, s. 471.
[29]
- Vesail'uş- Şia, c. 7, s. 181; h. 4; Bihar, c. 96, s.
372; Men La Yahzuruh'ul-Fakih, c. 2, s. 78, h. 9.
[30]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 255.
[31]
- Ğurer'ul-Hikem.
[32]
- Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 344.
[33]
- a.g.e, c. 96, s. 346.
[34]
- a.g.e, c. 96, s. 341.
[35]
- Vesail'uş- Şia, c. 7, s. 256, h. 2.
[36]
- a.g.e, c. 6, s. 221, h. 5.
[37]
- Men La Yahzuruh'ul-Fakih, c. 1, s. 551.
[38]
- Gurer'ul-Hikem.
[39]
- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: "Kim abdestli uyur,
ölüm de o gece ona ulaşırsa, Allah katında şehittir." (Bihar'ul-Envar,
c. 76, s. 183).
[40]
- Bihar'ul-Envar, c. 76, s. 181.
[41]
- Tuhaf'ul-Ukul, s. 871.
[42]
- Vesail'uş- Şia, c. 10, s. 318, h. 29
|