İnanç Esasları

 

FURU-U DİN

 

Namaz Rehberi

Vakit

İslâm, insanlar için sunduğu programlarda onların yaşamlarını ve bütün ihtiyaçlarını göz önünde bulundurur.

Farz namazların vakitlerine dikkat edecek olursak, insanın ihtiyaçlarını gidermesi için Rabbi'yle irtibat kurarak, ruhunu temizlemesi, O'ndan güç alması vaktinin büyük bir bölümünü çalışmaya ayırırken, gece-gündüz boyunca namaz için sadece belli bir miktarın, o da uygun zamanların seçildiğini görürüz.

Ayrıca namazın düzenli vakitlerde kılınması, insanı kişisel ve toplumsal işlerinde düzenli ve programlı olmaya alıştırır. İnsan farz namazları canı istediği zamanda kılamaz; vakti girmeden önce kılınan namaz batıldır. İnsan namazı kendi vaktinde kılmazsa, günah işlemiş olur ve vazifesini yerine getirmemiş sayılır.

Ayât namazı gibi günlük namazların dışındaki farz namazların vakitlerine ise, yeri geldiğinde işaret edeceğiz.

Şimdi günlük namazların vakitlerini öğrenelim:

Günlük Namazların Vakitleri

Sabah Namazının Vakti

Sabah namazının vakti, sabah ezanından güneş doğuncaya kadardır. Bu süre içerisinde sabah namazının kılınması gerekir. İnsan sabah namazını bu süre içerisinde kılamazsa, daha sonra "kaza" niyetiyle kılmalıdır.

Öğle ve İkindi Namazının Vakti

Öğle ve ikindi namazının vakti, öğleden güneş batıncaya kadardır. Bu süre içerisinde önce öğle namazı ve sonra da ikindi namazı kılınmalıdır.

Akşam ve Yatsı Namazının Vakti

Güneşin batmasından biraz sonra (yaklaşık 20-25 dakika sonra) başlayan akşam ezanından gece yarısına kadar akşam ve yatsı namazının vaktidir ve akşam namazının yatsı namazından önce kılınması gerekir.

Namazın ilk vaktinde kılınması daha iyidir ve namaz, ne kadar ilk vaktine yakın bir zamanda kılınırsa, sevabı da bir o kadar fazla olur.

 

KIBLE

Mekke şehrinde ve Mescid-ul Haram'da yer alan Kâbe kıbledir ve Müslümanlar namaz kılarken ona doğru yönelmeleri gerekir. Mekke'nin dışında ve Mekke'den uzak olanların "kıble yönüne doğru durmuş" denilecek şekilde durmaları yeterlidir.

İslâm dini, Kâbe'yi tek olan Allah'a ibadet merkezi olarak tanıtmış ve Müslümanlara, namaz kılanlar ve ibadet edenler arasında vahdet, birlik ve düzen olması için dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar yüzlerini kıbleye çevirmelerini emretmiştir.

Kıbleye doğru namaz kılmak, Kâbe'yi tamir eden Hz. İbrahim'le (a.s) Hz. İsmail'in (a.s) hatıralarını anmak ve ibadet için Allah'a yönelişin güzel bir örneğidir. Kıbleye yönelmek sadece namaza has değildir; hayvanın etinin helal olması için de kıbleye doğru kesilmesi şarttır. İnsan yemek yerken, uyurken de bu işleri kıbleye doğru yapması iyidir. İnsan ölünce, toprağa verildiğinde de yüzü kıbleye çevrilmelidir.

Müslümanlar hicretin ikinci yılına kadar Mescid-ul Aksa'ya doğru namaz kılıyorlardı. Yahudiler, "Müslümanların kıblesi yoktur ve bizim kıblemize doğru namaz kılıyorlar" diye onlara dil yarası vurmaya başlayınca, Müslümanların istiklalinin korunması için yüce Allah bundan böyle Kâbe'ye doğru namaz kılmalarını emretti.